top of page
Ara

Istanbul

Yazarın fotoğrafı: Hilal ÇelikHilal Çelik

Başımı çevirip tarihi yarım adaya baktım moda sahilden, karşımda yıllanmış bir dostlukla. O kadar kırılmış o kadar örselenmişti ki, solgun teni ve donuk bakışları sonsuz bir sakinlikle bulutlu havada kamufle ediyordu kendini. Ona baktıkça geçmişin neşeli kahkahalarında kayboluyordum sanki. Her günü ayrı bir heyecan her saniyesi aynı tutku. Delikleri tıkanmış bir tuzluk gibi sarsıyorduk birbirimizi ama birkaç tuz tanesi anca dökülüyordu sanki. Acıtıyordu ama gülümsetiyordu.


İstanbul dedim, bir gün kızım olursa ismi İstanbul olacaktı. Her şey nasıl bu kadar hareketsiz kalabilirdi ve nasıl bu kadar da değişim geçirebilirdi bilemezdik o zamanlar. Zaman öyle kum taneleri gibi akıp giderken avuçlarımızın içinden, hayatımızın en güzel dört senesini yaşadığımızın farkına varamamıştık.


“Sonra siz gittiniz.” dedi Buse. “Hepiniz beni burada tek başıma bırakıp gittiniz, çok kızdım. Çok kırıldım.”

Herkesin bir hikayesi vardı, herkesin bir parçası. Ama biz hiç kimseyi böyle güzel terketmemiştik. Avuçlarıma minik gözyaşları doldurdum, içimden bir ah yükseldi geçmişe doğru. Sırtımızdaki tonlarca ağırlıkta yükler aşağı çekiyor ama yine de kırıta kırıta yürüyebiliyorduk. Hiçbir şey olmamış gibi.


O gün en çok şunu merak ettim. Nasıl bu kadar duyarsız, bencil, pislik insanlara dönüşmüştük? Nasıl da boğulmuştuk kibrimizin içinde.. Ben hatırlıyordum Bakırköy’deki o evde kırmızı balkon sohbetlerini.. Kahkahalarımız bütün sokağı inletirken benim göz devirmelerimle geçen açık saçık sohbetlerde kendimizi kaybederdik bazen. Zarar vermezdik. Zarar verenleri de severdik ki onlarda öğrensin, onlarda güzel sevsinler diye.

Sonra mevsim değişti. Zaman geçti, köprünün altından çok sular aktı ve moda sahilde içinden geçtiğimiz hayatların arkasından bir selam çakarken bu kez kırılmadıkta eğildik.. Bazen kendi kendine “Böyle olmamalıydı.” diye mırıldanıyorsun. Ellerin kaşınıyor, geçmişe dönme şansın olsaydı değiştirebileceklerini biliyor oluyorsun tam o anda.


Ama karar veremedim yine. İstanbul, damarlarımda akan kan, içimden geçen bir ah.. Çocukluğum, ergenliğim, ilk sevgilimdi. İstanbul ilk gerçek dostluğum, kardeşimi buluşum ve sonra kaybedişimdi. Sanmıştım ki ona tekrar baktığımda gözlerini kaçıracaktı benden. Şimdi yine gidiyorum bu şehirden. Ama içten içe biliyorum ki geri geldiğimde bitmiş olacak içimdeki bu fırtınalar. Gün geçtikçe uzun yollar aldığımı hissediyorum. Ve yine sevgi oluyor bana bunu yapan.

Sonra iyileşiyorum.


H.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
  • White Facebook Icon
  • White Twitter Icon
  • White Instagram Icon

© 2016 by Hilal Çelik. Proudly created with Wix.com

bottom of page