top of page
Ara

nefes

Yazarın fotoğrafı: Hilal ÇelikHilal Çelik

Derin bir nefes aldım daralmış göğsüme doğru sonra iç çekerek bıraktım. Tam o sırada en son ne zaman böyle içimin daraldığını hatırlamaya çalıştım. Son zamanlarda enerjim hep çok yüksekli allaha şükür. Ama bir şeyler yanlış gidiyordu. Sabah uyandığımda hissettiğim o his sanki göğsümün tam ortasına bir kıymık batırmıştı da gün boyu içimde dolaşıyordu. Duyguyu tanımladım ve önümdeki sehpaya koydum. Sanki aylardır yıllardır oradaymış da ben artık onu görmüyormuşum gibi. Düşünceler arasında laf lafı açarken arka plandaki objenin bir anda asıl konu hale gelmesi gibiydi. Sonra önce kendi kendime konuştum, birazda onunla konuştum kafamın içinde. Ne onu ne beni haklı çıkaracak bir bahane bulamadım, bir suç ve suçlu da. Neden canımın bu kadar acıdığını da bulamadım.

Neden canım bu kadar acıyorken acımıyormuş gibi yaptığımı ve etrafıma ışıltılar saçtığımı da anlamadım. Sanki bir anda biri odaya girmiş ve ışıkları kapatmıştı. Artık karanlığın keyfini çıkarabileceğimin bilincinde müteşekkir oldum ama hemen sonrasında hafif bir kasvet çöktü. Nefes alamadım. Artık söyleyecek bir şeyim kalmamıştı. Benim isteklerimin bir önemi de kalmamıştı. Bir karar vermiştik ve geçmişte olanların tamamı göğsüme oturmuş sırtımı kamburlaştırmaktan başka bir şeye yaramıyordu. Ve ben öyle seviyordum ki bu ağrıyı göğüslemeyi, bir onur gurur meselesiymiş gibi taşıyordum inatla ve seve seve. Ama bazen kenarlarından yırtıyordu sanki ve zehir damlatıyordu içime içime. Bir an geldi hepsi ile yüzleşmek zorunda kaldım. Ve hepsi birleşip en zor sınavım oldu da çıktı karşıma. Sokağın ortasında bağırdı yüzüme yüzüme, gözlerimin içine içine bakarak. Bir şey söyleyemedim. Çünkü artık fiil ehliyetim yoktu. Aslında sürüş ehliyetim de yoktu. Galiba hiçbir şeyim yoktu ondan başka. Bu yüzden şiddetle gitmek istedim. Gitmedim. Ama kalamadım da. Çabaladım ama bu çırpınarak sütü tereyağına çeviren kurbağanın hikayesi değildi. Ben biliyordum bu hikayeyi.


Sonunda eril ve dişil enerjim bozuldu. Ve uyandım. Tam olarak ne hissettiğimi bile bulamadım. Ama zaten biliyor olduğumu farkettim. Ve sarhoş olmak istedim. Her şeyi her saniyesini unutana kadar sarhoş olmak istedim. Yaktı ve soğuttu ve ben yırtıp atmak istedim.

Fırtına koptu ve sesimi çıkaramadım. Bazen de sessizlik en iyisiydi. Beklemek değil de. Sessizlik. Kendi kendini onaracaktı elbet ama bu doza daha fazla maruz kalamadım. Zorlamanın anlamı yoktu. Olmuyordu ve olmayacaktı. Kabul ettim, vazgeçmedim ve bekledim.


H.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


  • White Facebook Icon
  • White Twitter Icon
  • White Instagram Icon

© 2016 by Hilal Çelik. Proudly created with Wix.com

bottom of page