top of page
Ara

Ek Paket

Yazarın fotoğrafı: Hilal ÇelikHilal Çelik

“Tırnakların çok güzel.” dedi kız. “Sanki gerçek değillermiş gibi” diye devam etti. “Çünkü gerçek değiller.” dedim. Güldük beraber. Hayatımın özeti sanki bu diyalog. Ne kadar da güzel ve sanki gerçek değilmiş gibi olan bir şeyler ve birilerinin gözümün içine baka baka “Çünkü gerçek değiller.” demeleri..


Neyse. Olsun artık. Günler haftaları, haftalar ayları kovalarken tahammülsüz ve patavatsız bir insana dönüşüyorum. Sanırım karakterimi neresinden bastırmaya çalışsak orasından bel veriyor ve en güçlü özelliğim baskılanmaya çalışılmış olana dönüşüyor. Düşüncelerimi sakınmadan bağırarak söylüyorum, bazen insanların ayıplayan ya da şaşıran bakışlarıyla karşılaştığımda ise omuz silkip bana ne diyorum. Kimse masum değil bu hayatta ve kırılmak istemeyen varsa bariyer koysun kalbinin önüne ne diyim. İnsanlar benim kalbimi kırarken burada da bir kalbin var olabilme ihtimalini hiç göz önünde bulundurmadılar. Nedense herkes kendinde her türlü hakkı görüyor ama karşılarında asla eğilmeyen insanlara karşı bir alerjikler.


Bu yüzden artık çok fazla düşünmüyorum insanlar üzerine. Nasıl olsa bir daha sevemeyeceğim birini herhangi bir şekilde. Ya da ne bileyim kimse benim için kendimden daha değerli olmayacak hayatım boyunca. Geçenlerde bu konu üzerinde düşünürken garip bir şeyi onayladım kafamın içinde. Bir soru geldi aklıma ve bu soruya herkesin verdiği cevap değişir bence.


Sevdiğin ve çok özlediğin birini bir kez daha görebilmek için ömründen kaç gününü feda ederdin? 1? 2? Ya da 3 ay? 5 yıl?


Bilemiyorum. Şu an buna cevap vermek çok zor sanırım çünkü çocuk sahibi olursam seçenekler değişebilir. Ama şu an için pazarlığı baştan yapacak olsak sanıyorum birkaç günümü hatta belki ek paket alabiliyorsak bir yılımı falan bırakırdım ya.


Ne güzel değil mi? Biri için bunu düşünüyor olmak. Bu kişinin sizin neyiniz olduğunun bir önemi yok, hayatta ya da ölmüş olmasının da. Aslında önemli olan birine karşı duyabildiğimiz sevginin sınırları. Bu sınırları asla bilemiyoruz işte. Pek çok insanın düşündüğünün aksine birini ne kadar çok sevdiğini bilmenin o kadar da sevmediğin anlamına geldiğini düşünüyorum. Çünkü bu soyut bir kavram, eğer boyutunu hesaplıyorsan tüketilebilirlik alanına girer sanırım. Oysa sevgi, hangi köşe başında bekler seni bilemezsin. Hangi çiçekte can bulur ya da gözünün daldığı hangi cümle arasında kalmıştır, hatırlayamazsın... Asla hesaplayamazsın. Ve asla bilemezsin sevip sevmediğini. Bir gün öğrenirsin ama. Sonra da oturup ömründen ne kadar vermişsin ve yetmemiş ne kadarını daha feda edebilirsin diye pazarlığa durursun kalbinle.


Hastalıklar var dünyada. İnsanlar acı çekiyor. Yokluk var, yokluğun bütün çeşitlerinden nasibini alan insanlar. Bedeller hep sevgi yüzünden ödenmiyor mu zaten? Artık kendim için böyle bir umudum yok. Tek istediğim korumak kendimi, bana zarar verme ihtimali olan herkesten. Kaçıyorum kaçabildiğim kadar, koşuyorum koşabildiğim kadar. Tek tutunduğum da bir yerlerde bir zamanlar yaşamış olduğum güzel duygular aslında. Sırf onlar sayesinde gülümseyerek ölürüm belki.


H.





 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
  • White Facebook Icon
  • White Twitter Icon
  • White Instagram Icon

© 2016 by Hilal Çelik. Proudly created with Wix.com

bottom of page