top of page
Ara

Infilak

Yazarın fotoğrafı: Hilal ÇelikHilal Çelik

Gerçekten kalbim kırıldığında bir gecede iki kilo verme yeteneğim vardı ve bu sabah kalkıp aynaya baktığımda kemiklerim sayılıyordu. Kalktım, sade kahve yaptım ve balkona çıktım. Sonrası aynı hikaye. Gözyaşlarıyla karşıladığım kaçıncı sabahtı bu ve Misha neden hep ben yazı yazmaya oturduğumda özellikle gelip klavyenin üzerine oturmaya çalışıyordu.



Sevdiğim için duygularımı pazarlamaya çalışanlar gördüm, yine sevdiğim için çöp poşeti gibi kapının önüne konulduğum da oldu. Şimdiyse sevemediğim için satın alınmaya kalkılmıştım. En son baktığımda kocaman kahkahalarımız vardı, tekrar dönüp baktığımda planlanmış kocaman bir hayat serdi önüme. Bilmemne holdingde iyi bir pozisyon, zengin koca, kocaman aile ve kocaman ailenin sorumlulukları ama yanında araba ev ve sevimli bir köpek. “Seni istiyorum.” dedi bana, hayatıma almak istediğim kadın tam olarak böyle bir kadın olmalı. Sonra sanki Barbie bebekmişim gibi, değiştirdi üzerimdeki giysileri kafasına göre. Daha iyi şeyler giydirdi kafasında, arabayı altıma çektiğini hayal etti. Dolaptan çıkardı beni, süslü püslü bir Barbie bebek evinin içinde bir yere oturttu ve birkaç adım uzaklaşıp seyretti. Evet böyle çok güzeldi. Oraya yakışmıştım. Yoksa neydi? Sevgi mi?


“Duygularım.” dedim, “Onları satın alamazsın böyle.” Ben bu ‘sefil’ hayat için bedeller ödedim. Ben bu ‘sefil’ hayatım için duygularımı öldürdüm ve yeniden doğurdum. Ben bu yolu tek başıma yürüdüm. Ben gömdüm kendimi sonra baştan doğdum. “Saçmalıyorsun.” dedi. Ah evet! saçmalıyordum gerçekten. Ama bu konuda değil.


Benim ki tecrübeydi, en sevdiğim tecrübelerim. Barışabilmek için kendimi sevebilmek için yıllarca gözyaşı döktüğüm canımı acıtan tecrübelerime baktı acıyarak. “Üzüldüm bunları duyduğuma.” dedi. Kahkaha attım. Kimsenin benim için üzülmesine ihtiyacım yoktu. Bütün dünyaya kendimle gurur duyarak haykırabileceğim şeyler var. Yaptığım ve yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim. Hatıralarımı çiçeklere sarıyorum ben hala. En kötü en acı dolu gecesiyle gündüzüyle bile barışmıştım onlarla. Ben seviyorum bu hayatı olduğu gibi. Ben mutluyum. Ben böyleyim işte. Hafif manyak, biraz infilak.. Değişmeyi çok istedim zamanında. Evimin kadını, birinin karısı olmayı, bilmemnesu’yun annesi olmayı da istedim ama olmadı. Kaçtım sonra. Hep daha fazlası çünkü. Ben köklerimi kendi bastığım toprağa saldım bir kere. Başka birinin kalbinde değil. Koparamazsın beni oradan diyemedim ama. Zor geldi, yutkundum. Sıkıştım. Çünkü böyledir hep, kopartamazlarsa sıktırarak öldürürler, sarıp sarmalıyormuş gibi yapıp boğarak sahip olurlar aldığın nefese. Sonra da sevgi derler, bana aitsin.

Ve bir kez daha anladım; nereye gidersen git, nerede saklanırsan saklan, olduğun kişi peşini asla bırakmazmış.. Sonunda nerede olursan ol bulup çıkartıyormuş saklandığın yerden. İçimdeki bu fırtınaları uyutup bir yol çizmiştim kendime. Ölü taklidi yapıyordum. Uzak tutuyordum kendimi insanların kendini kaptırdığı bu kaostan. “Sus” diyordum kendime, “Sus Hilal bedel ödersin. Senin dünyan çok başka.”



"Uykusuzluk sende artık Onlar temizlerler vicdanlarını Açsa karnın yağma artık isyan sayılır Bir anne vedasıdır gerçek hicran tanımı Kazanmak kirlidir kaybedelim insan kalırız"



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
  • White Facebook Icon
  • White Twitter Icon
  • White Instagram Icon

© 2016 by Hilal Çelik. Proudly created with Wix.com

bottom of page